Kurban bayramında Sofya’ya Ender’i ziyarete gitmiştim. Kendisi uluslararası bir şirketinin yurtdışı projelerinde görev alıyor. Dolayısıyla her dönem farklı bir ülkede bulunuyor, bu sefer ki işinde Bulgaristan’daydı.
İstanbul’dan Sofya’ya Metro Turizm’in Esenler otogarından kalkan otobüsleriyle yaklaşık 6 saatte gidilebiliyor. Ben garantici olduğum için bileti iki hafta önceden almıştım ancak gerek yokmuş bayram olmasına rağmen otobüste boş kalan koltuklar mevcuttu.
Arefe olduğu için işten öğle vakti paydos ediyoruz otobüse birkaç saat vaktim var. Elim boş gitmemek için iki kangal sucuk ve lokum alıp çantaya atıyorum.
Esenlere vardığımda bayram kalabalığı kendini hissettiriyor, neyse ki otobüs zamanında geliyor yerleşip yola çıkıyoruz. Muavin bulgar bir bayan, isabetli bir seçim çünkü yolun büyük bir bölümü Bulgaristan tarafında geçeceği için her hangi bir sorunda Bulgarca bilen bir görevlinin olması lazım.
3 saat sonra kapıkule sınır kapısına varıyoruz, muavin sınıra yaklaşırken herkesin pasaportu topluyor sınırdaki polise veriyor poliste çıkış damgasını basıp pasaportları otobüsün içinde dağıtıyor, otobüsten inmenize gerek kalmıyor. Yurt dışı çıkış pulu olmayanlarda hemen oradan alabiliyor.
Kapıkule sınır kapısından geçtikten sonra aradaki bölgede 10 dakika duty-free molası veriyoruz ardından kapitan adreevo isimli bulgar sınır kapısına ilerliyoruz burada hepimizi otobüsten indirip pasaport kontrol kuyruğuna sokuyorlar. Birkaç bulgar poliside otobüsün içini şöyle bir kontrol ediyor.
Her şey tamamlanınca Sofya’ya doğru yola devam ediyoruz Haskovo ve Plovdiv’den geçtikten sonra nihayet gece iki civarı Sofya’ya varıyorum. Sofya otogarı şehrin içerisinde merkezi bir yerde bulunuyor, sizi biri almayacaksa gideceğiniz yere otogardan taksi yapabilirsiniz taksi fiyatlarının İstanbul’dan daha ucuz olduğunu da belirteyim. Ender karşılıyor beni eve gidip kısa bir yerleşmenin ardından Ender ve ev arkadaşı Ozan Once Upon a Time Biblioteka adlı gece klübünde eğleniyorlarmış oraya gidiyoruz.

Sofia Once Upon a Time Biblioteka
Fotoğrafı internetten aldım, kulüp kalabalık çalan müzikler hit, fiyatlar uygun viski elma suyu 10 lira gibi bir fiyata alınabiliyor.

Sofya gece hayatı
Burası ismini yukarısında bulunan kütüphaneden alıyor “biblioteka” kütüphane demek.
Saat 4 civarına kadar burada eğleniyoruz ardından ayrılıp buradan tanıştığımız 3 kişi ile başka bir bara geçiyoruz, ismini not almamışım “underground” bir mekan girişi için kapıyı tıklatıyorsunuz içeriden birisi gelip açıyor 🙂
Gözlerinden ateş çıkan Ender, arkasında ki Ozan.
Ertesi gün şehri gezmek için kalkıyoruz. Kaldığım yer güzel, Ender’e şirketi yeni yapılmış bir residence daire tahsis etmiş.

Ender’in evi
Kahvaltıda getirdiğim sucukları bir güzel yiyoruz 🙂 Ardından dışarı gezmeye çıkıyoruz Knyaginya Maria Luiza caddesi üzerinden yürüyoruz. İlk durağımız Sofya merkez hali, burası 1911 de yapılmış Sofya’nın ilk kapalı alışveriş merkezi.

Sofia Central Market Hall
“Sofia Central Market Hall”

Sofya merkez alışveriş hali
İçerisinde kasap, manav, tekstil dükkanlarının yanısıra oturup birşeylerde içilebilen bir barın da bulunduğu kapalı bir hal.

Sofya merkez alışveriş hali saati
İçerisinde 1911 de yapılmış mekanik bir saat bulunuyor o günden bugüne kesintisiz hizmet verdiği yazıyor.

Sofya Banyabaşı Camii
Halin hemen karşısında ise bir Camii bulunuyor.
Banyabaşı Camii, 1566 yılında Osmanlı Devleti’nin Mimar Sinan’a tasarlatıp yaptırttığı Avrupa’nın en eski camiilerinden birisidir.
Yürüyüşe devam ediyoruz TZUM adında 1957 yılında yapılmış bir başka AVM çıkıyor karşımıza.

Sofya TZUM
AVM karşısında Aziz Sofya Statüsü bulunuyor

Aziz Sofya Heykeli
Daha önce Lenin’in heykelinin bulunduğu yere 2000 yılında bu heykel yerleştirilmiş.
Biraz daha ilerlediğimizde karşımıza büyük bir hükümet binası geliyor.

Sofya hükümet binası
Arkamdaki bu bina eski Bulgar komünist partisinin genel merkezi.
Yürüyüşe devam ediyoruz karşımıza Vitosha caddesi geliyor, buraya Sofya’nın İstiklal caddesi diyebiliriz mağaza, cafe ve barlar ard arda sıralanıyor.

Sofya adalet sarayı
Caddenin hemen girişinde Sofya mahkeme binası yer alıyor.

Vitosha caddesi

Vitosha caddesi
Vitosha caddesinden kareler (internetten alıntıdır)
Vitosha’yı yürüyüp bitirdikten sonra karşınıza ulusal kültür merkezi çıkıyor.

National Palace of Culture
“National Palace of Culture”
Bu bina Bulgaristan’ın 1300 üncü yılı şerefine 1981 yılında faaliyete açılmış, boyut olarak güney doğu Avrupa’nın en büyük çok amaçlı fuar, konferans ve kongre merkezi.

Nükleer Statü
Bahçesinde soğuk savaş döneminden kalma nükleer güç rekabetini simgeleyen figür dikkat çekiyor.

Komunizm heykeli
Komünizm döneminden kalan heykeller şimdilerde bakımsızlıktan bu halde.
Parktan daha ileri gitmiyoruz, dönüşte rotayı Vitosha üzerinden değil Petko R. Slaveykov caddesinden yapıyoruz.

Bulgaristan başkanlık binası
Bu caddenin sonunda karşımıza sadece iki askerin nöbet tuttuğu Bulgaristan devlet başkanlığı binası çıkıyor.
Başkanlık binasının karşısında da City Garden isimli bir park var.

City Garden
Parkta satranç, tavla ve kağıt oyunları için sizi bekleyen amcalar bulunuyor yanlarına oturup oyuna başlıyorsunuz oyun sonunda yenilirseniz para veriyorsunuz yenerseniz maddi bir kazanç yok kazanmanın keyfiyle kalkıyorsunuz.

Ivan Vazov National Theater
Park içinde ise Ivan Vazov ulusal tiyatrosu bulunuyor.
Kendimi fotoğraflara photoshop ile yerleştirdiğim doğrudur 🙂
Ivan Vazov hakkında bilgi için Vikipedia https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0van_Vazov
Sonraki gün yine Sofya sokaklarında dolaşırken dikkat çeken yapılardan bir tanesi Saint Alexandar Nevski katedraline rastlıyoruz.

Saint Alexandar Nevski
Dış cepheyi tamamen kapsayacak şekilde fotoğraflayamadığım için internetten açıklaması ile birlikte alıntı yapıyorum.
“Saint Alexandar Nevski katedrali Bulgaristan Patriği’ne ev sahipliği yapmaktadır ve kentin simgelerinden olduğu kadar dünyanın en büyük Doğu Ortodoks katedrallerinden biridir.”

Saint Alexandar Nevski
Biz gittiğimizde katedralde az önce kıyılmış bir nikaha denk geliyoruz çıkışında erkek ve kız tarafı fotoğraf çekimindeler.
Katedralin içide dışı kadar ihtişamlı yapılmış.

Saint Alexandar Nevski
Kutsal mekan sonrasında alkol fotoğrafı olacak ama yapacak bir şey yok 🙂 gezinti sonrası girdiğimiz bir markette merak edenler için içki fiyatlarını çekmiştim.

Bulgaristan alkol fiyatları
İndirimde olan 70 lik Smirnoff 15 BGN yani 23 TL ye satılıyor.
Akşam üstü kahvesi için Vitosha üzerinde ki Raffy Terassa Bar a gidiyoruz, terasında Vitosha’dan geçenleri izleyip kahvenizi içebileceğiniz keyifli fiyatları da uygun mekan.

Vitosha Raffy Terassa Bar

Ale House
Akşam yemeği için Vitosha’nın bir parelelindeki sokakta kalan Ale House’a gidiyoruz. Restaurantdaki her masada yerden döşenmiş borulara bağlı bir bira musluğu bulunuyor, biranız bitince garsonu çağırmak yerine dolduruyorsunuz hesabı öderken litre bazında ödüyorsunuz istasyondan akaryakıt alıyormuş gibi yani 🙂
Bir sonraki gün Pazartesi olduğundan Enderler işe gitmiş oluyor ben de öğlen kalkıyorum, evvelki günlerde keşfetmediğimiz şehrin uzak yerlerine gideyim diyorum.
Vitosha’nın sonunda ulusal park var demiştim, orası sonu değilmiş 🙂 parkı geçince bir 15 dakika yürüyüş sonrası yol bitiyor artık ve bir park daha geliyor

Yuzhen Parkı
İçerisinde bisiklet yolları, kafeler, restaurantlar bulunan devasa Yuzhen Parkı.

Yuzhen Parkı
Ne kadar büyük bir alandan bahsettiğimi canlandırabilmeniz için yukarıdan çekilmiş bir fotoğrafını koyuyorum.
Eşofmanlarla hızlı tempo spor tadında dolaşıyorum bir saatimi alıyor. Eve dönüş yolunda yolu uzatıp farklı güzergahlardan gidiyorum yol üzerinde eski yapılar yerlerini bir bir yeni yapılara bırakıyor, Sofya’da büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği olduğu anlaşılıyor.
Akşam vakti Ender ve arkadaşı işten geliyorlar yemek için Bulgaristan’ın zincir restaurantlarından biri olan Happy Bar & Grill’e gidiyoruz. Dikkatimi çeken şey tüm garsonlar kırmızı kıyafetli mini giyimli bayanlardan oluşuyor.
Yemekten sonra Enderle Hambara isimli bara gidiyoruz, içerisi oldukça loş çünkü elektrik yok tamamen mumlarla aydınlatılıyor.

Hambara Bar

Hambara
Fotoğraflar Foursquare’den alınmıştır. Soldakinin Türk olma ihtimali sizce yüzde kaç? 🙂
Gece yarısı olduktan sonra eve dönüyoruz ben eşyalarımı hazırlıyorum dönüş otobüsüm sabaha karşı bir vakitte olduğundan uyumayalım bari diyoruz terkrar evden çıkıp cleopatra isimli bir striptiz klübüne gidiyoruz.

Cleopatra Strip Club

Cleopatra Strip Club
Kulübe giriş ücretsiz sadece masaya oturup yiyip içtiğinize para ödüyorsunuz içki fiyatları da abartı değil dışarıda ki sıradan bir bar ayarında, kucak dansı isterseniz de 20 BGN karşılında alabiliyorsunuz.
Burada vakit geçirdikten sonra gitme vakti gelmiş oluyor eve uğrayıp valizi aldıktan sonra otogara geçiyorum. 2014 kurban bayramı tatili de böylece bitmiş oluyor.
Misafirperverliği için Ender ve Ozan’a teşekkürler. 🙂